Aghori Baba Surya Ram ile Söyleşi

 İsmail Akgöz (Nyagrodha) - Copyright © 2021 hermetics.org
 

Baba Surya Ram namı diğer Sri Aghoracharya Vishnuswami, Sri Aghor Vaishnav Sampradaya isimli oluşumun kurucusu olarak Aghora geleneğinde popüler olan Şaivizm yerine Vaişnavist bir yaklaşım ortaya sermektedir. Söyleşi metninde Baba Surya Ram BS, söyleyişiyi yapan ise Nyagrodha olarak N kısaltımıyla temsil edilmektedir. Aghora geleneği ise Hindistan da kara büyü ile uğraşan deli, sapkın insanlar diye ötekileştirilen Tantrik bir gelenek olmakla birlikte sözlü geleneğe sahip olup Şri Ramakrişna ve hocası Tota Puri gibi pek çok Sadhu’nun inisiye olduğu bir gelenektir. Geleneğin amacı ve diğer şeyler hakkındaki bilgiler ise söyleşide yer almaktadır.

Söyleşi

N: Öncelikle bu röportajı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Lütfen okuyuculara kendinizi tanıtır mısınız? Aghora geleneğini nasıl keşfettiniz?
SR: Aghoracharya Baba Kinaram geleneğine göre Gurum tarafından ismim Surya Ram konuldu. Bu çok uzun bir hikaye ama Felsefi ve dini gelenekleri daha derinlemesine incelemeye Hindistan’a ilk yolculuğumdan sonra 2002’de başladım.
N: Aghora geleneği, “iğrenç” ve “korkutucu” uygulamalarıyla biliniyor. Aghora geleneğinin amacı nedir?
SR: Bu dünyanın tüm dualitesinden hür olmak ve Benlik ile Tanrı idrakini elde etmektir.
N: Advaita Vedanta’ya oldukça benziyor. Aghori uygulamaları göründükleri kadar saldırgan mıdır? Bu gelenekte canlılara ve Ahimsa’ya bakış nasıldır?
SR: Hem evet hem hayır, onu nasıl gördüğümüze bağlı, lakin hepsi Benlik ve Tanrı’nın farkındalığı içindir, başka bir şey için değil. Aghora geleneğinin kurucusu Baba Kinaram, büyük bir aziz olarak bilinir ve pek çok kişinin düşündüğünün aksine, çevresindeki fakir ve ezilmiş insanlar için birçok yardım faaliyetinde bulunmuştur. Yani genel olarak Aghora’daki canlılar üzerine olan genel görüş, onların kutsal ve doğası gereği ilahi olduğu yönündedir.
N: Peki, bu durumda popüler bir soru ortaya çıkıyor: “Biri bize kötü davrandığında ne yapmalıyız?” Aghori’nin bu durumda tepkisi ne olur?
SR: Tamamen duruma bağlı. Duruma dahil herkes için en faydalı yanıt ne türde bir yanıt olur? Her şey bir olasılıktır.
N: Çoğu Batılının aklına Tantra denince Seks Majisi gelir. Peki Tantra nedir? Aynı zamanda Sri Aghora Vaishnava Sampradaya’nın da kurucususunuz, böyle bir şeyi kurma fikri nasıl aklınıza geldi? Ne tür faaliyetleri var?
SR: Tantra çok geniş bir konudur. Esas olarak, belirli hedeflere ulaşmak için ritüellerin ayrıntıları üzerinde duran, Tantralar olarak da adlandırılan Agama yazılarını kast eder. Aynı zamanda, uygulayıcıyı ruhsal veya dünyevi çabalarda mükemmelliğe ulaşmak için fiziksel bedeni, zihni ve duyuları araç olarak kullanmaya teşvik eden bir felsefeye atıfta bulunur. Aghora genellikle Tantra’nın Sol El Yolu yönünde görülür, ancak bu bir abartıdır. Aghora tüm sınırlamaların ötesindedir.
SR: Aghor Vaishnav’ın neden kurulduğuna gelince, bunun birçok nedeni var. Vaishnava geleneğini Aghora geleneğine bağlayan eski kutsal metinlerin birçok detayı vardır. İlk Aghori Lord Shiva, bir Vaishnava Acharya’dır (Vasudeva adanmışı bir bilgin ve Öğretmen) ve Dattatreya olarak bilinen Vasudeva’nın efsanevi Avadhuta enkarnasyonunun, Girnar Dağı’ndaki Aghora uygulamalarına Baba Kinaram’ı inisiye ettiği söylenir. İlk Gurum bir Vaishnava olduğundan ve Aghoracharya Baba Kinaram’ın ilk öğretmeni de bir Vaishnava olduğundan, bunu yapmak bana çok doğal geldi. Aghora ve Vaishnava geleneği arasındaki bir diğer bağlantı, Aghora'nın geleneksel mantralardan biri ve Vasudeva'nın insan-aslan enkarnasyonu Narasimha'nın isimlerinden biri olduğu gerçeğidir. Bu süreçte Gurum beni kişisel olarak Lord Shiva ile tanıştırdı ve o daha sonra bu fenomenin tüm detaylarını rüyalarda, vizyonlarda ve meditasyonda bana açıkladı. Vaishnava geleneğini Ortodoks olmayan Avadhuta köklerine geri getirmenin zamanı geldi.
Tat-krsna-varna-vilasat-su-kalam samiksya tasmin vilagna manasa su-sukham vihaya unmatta-vad vrajati dhuvati nilakantho bibhrat kaparda-visa-bhasma-kapala-sarpan
Radha şöyle dedi: “Krişna’nın karanlık güzelliğine bakan Şiva, O’na bağlandı. Tüm normal mutluluklardan vazgeçen Şiva, şimdi keçeleşmiş saçlarla, zehir içmiş, küllerle kaplı, yılanlar ve kafataslarıyla süslenmiş bir deli olarka yürüyor ve koşuyor.”
– Garga Samhita 2.18.23
N: Hmm.. Birçok kişi Şivapurana’dan Şiva’nın en üstün tanrı olduğunu anlıyor, ancak açıklamalarınızdan Vişnu’nun mu üstün olduğunu anlamalıyız?
SR: Onlar birdir. İki formdaki bir… Pek çok hikayede birbirlerinin adanmışıdırlar. Sankrit’te bu ilahi oyuna “Lila” denir. Şivapurana’da Şakti Parvati’nin her gün Vişnu sahasranama’yı, Vasudeva’nın bin adını zikrederek ibadet ettiği bir pasaj var. Lord Şiva ona bunu yapmasının gerekli olmadığını ve Vasudeva’nın bin adı yerine sadece Rama-Rama’yı zikretmesini öneriyor. Bu nedenle, ilk Aghori, ilk Yogi ve ilk çileci olan evrenin tüm canlı varlıklarının gerçek Guru’su Lord Şiva, büyük Tanrıça Sri Vasudeva’nın ve kendisinin bir adananıdır. Bu, eski kutsal metinlerden çıkan sonuçtur. Bu kimin en yüksek veya güçlü olduğu ile ilgili değil, sadece bu gelenekleri birbirine yaklaştırmak ve ilkel biçiminde yeniden birleştirmekle alakalıdır. 
N: Peki Aghora geleneği başka neler içeriyor? Astroloji, Ayurveda, Yoga?
SR: Yoga ‘ilahi olanla birleşmek’ Aghora’nın önemli bir parçasıdır. Aghora, geleneksel dini ilkeleri aşan, ritüeller ve dinle bağlantılı sosyal tabuların çoğunu yıkan bir yoldur.
N: Peki, bize yoldaki ilginç bir deneyiminizden bahsetmek ister misiniz? Anı olarak.
SR: Bu konuşmayı çok uzatmadan nereden başlayacağımı veya ne söyleyeceğimi bilmiyorum ama şimdiye kadar ölü yakma alanlarında, ormanlarda ve ıssız yerlerde yaşamak çok ilginç bir yolculuk ve deneyim oldu. Kulağıma fısıldayan ruhlar, orman kamplarında gizlice dolaşan kaplanlar ve kutsal ateşin alevleri arasından görünen tanrılar.
N: Vahşi bir hayvanla karşılaştığınız ilginç bir anınız olduğunu söyleyebilir miyiz?
SR: Pek çok kez…
N: Ve size saldırmadılar? Her ne kadar bir metafor olarak görsek de, sizin gibi Saddhular için “kaplana binme” terimi yaygın, bu gerçek bir Siddhi olmalı…
SR: Evet ya da buna şans diyebiliriz. Her neyse, gerçek bir siddha sadhu’yla tanıştığım ve gerçek bir sadhu’nun ne olduğunu öğrendiğim için kesinlikle şanslıyım. Sadece birkaçından bahsetmek gerekirse. Gerçek nezaket, şefkat, Telepati, hastaların mucizevi şifaları ve hatta ölülerin dirilişi. 
N: Bugünlerde pek çok insan guru ve aşram aramakta, bazılarının Hindistan’a ya da başka bir ülkeye gidecek maddi imkanları yok. Onlara tavsiyeniz veya uyarınız nedir?
SR: Bir Guru bulmak için Hindistan’a gitmeniz gerektiğini ya da önemli bir Hint Guru’ya sahip olmanız gerektiğini düşünerek saf veya aptalca bir düşünceye dalmayın. Hindistan’da ve aynı zamanda Batıda birçok saf batılının dolandırıcı Sadhularının kurbanı olduğunu gördüm. Gerçek bir Sadhu’nun birkaç özelliği; para, şöhret veya saygıyla ilgilenmemeleridir. Öyleyse neden bir insan bu guru meselesine girmek istesin ki? Çünkü mayaya, ilahi olanın yanıltıcı enerjisine karışmış olan bizler için, ondan kurtulmakta özgür olan birinden yardım almak esastır. Sri Guru, biz bataklığa yavaş yavaş batarken yanımızda sopayla duran birisi gibidir. Guru bu nedenle önemlidir. Guru ile fiziksel birliktelik kişinin Guru ile şahsen tanışması ve en azından bir süreyi doğrudan manevi öğretmenden öğrenmeye harcaması sadhana ruhsal disiplininde gerçek ilerleme için gereklidir. Bunun için gerçekten hazır olduğumuzda, ruhsal öğretmenin bir şekilde ortaya çıkacağı yaygın bir sözdür. Bu yüzden benim tavsiyem, inisiyasyonu almadan önce, bunun için nitelikli olduklarından emin olmak için Guru’nun niteliklerini dikkatlice analiz etmek olacaktır. Eğer yurt dışına seyahat edemiyorlarsa ve bulundukları yerde Guruparampara mezhebinin temsilcisi yoksa o zaman internet tek seçenektir. Görüntülü sohbet muhtemelen o zaman yapılabilecek gerçek bir toplantıya en yakın şeydir ve umutsuz olmadıkları ve daha önce bahsedilen para, şöhret ve saygı konusundaki uyarılan özellikleri görmezden gelmedikleri sürece sorun değil.
N: Çoğu insan zaman zaman anksiyete ile kuşatılmış halde, özellikle şehir hayatında, onlar için herhangi bir öneriniz var mı?
SR: İçinizdeki tek ve aynı mutlak ilahi gerçeğin aynı zamanda herkesin ve her şeyin içinde olduğunu kabul edin. Var olan her şey İlahi Olan’ın bir parçasıdır. Tanrı her yerdedir ve nihayetinde her şeyin kontrolündedir. Bu sonsuz gerçeği her zaman hatırlayın, o zaman yanılsama ve acıdan kurtulmak garantidir.
N: Bize vakit ayırdığınız ve değerli bilgilerinizi bizlerle paylaştığınız için tekrar teşekkürler.
SR: Büyük Tanrıça hepinizi cehaletin karanlığından ve dualitenin ilüzyonundan sonsuz bilgeliğe ve aydınlanmaya taşısın. Tanrı’ya olan adanmışlık sevgisi en içteki tek kimliğiniz olsun ve tüm sonsuz güçlerin kaynağı sizi her zaman korusun.
Jai Aghor Jai Avadhut Jai Baba Kinaram


 

 

 

 

 

 

[Ana Sayfa ][Yazılar