[Ana Sayfa ][Yazılar]
Açımlanmış Kabala - Önsöz
Yazan Moina MacGregor Mathers
Yayınladığımız Açımlanmış Kabala - Giriş yazısı S.L. MacGregor Mathers'in Açımlanmış Kabala (Kabbalah Unveiled) kitabından önünde Zohar tercümesi olan kitabı için Kabala konusunda özet birlgiler sunuyordu. Ölümünden sonra 1926 baskısına karısı Moina Mathers ayrıca bir Önsöz eklemişti. Bunu da tercüme edip yayınlamakta yarar gördük.
Kocamın öğrencisi ve daha sonraki yıllarda ezoterik etütlerde onun işbirlikçisi olarak, hakkında ve çalışması ile ilgili olarak birkaç söz söylemek için bu fırsatı kullanıyorum. Ayrıca, 1918 yılında ölümünden beri dünyanın her tarafından yazılarını etüt edenlerden birçok ziyaret, mektup ve soru gelmiştir. Bu soruların çoğu ezoterik bilgisi üzerine odaklandığı için, kendi sözlerinden alıntı yapacağım [Sitemizde] Giriş bölümünün 22 sayılı paragrafı): "Yazılmamış Kabala hiç bir zaman yazıya dökülmeyen ve sözlü olarak aktarılan belirli öğreti anlamına gelir. Bu konuda söyleyeceğim şey bu kadardır, hatta bu aktarımı alıp almadığımı dahi açıklamam."
1887 yılında Kabala hakkında kitabının yayınlanması ile eşzamanlı olarak, okült öğretmenleri tarafından ileride oluşacak olan ezoterik okulun hazırlıklarına başlaması talimatını aldı. Kendisiyle birlikte bu işe iştirak eden her ikisi önemli ve saygıdeğer Mason ve Kabalist rahmetli Dr Woodman ve rahmetli Dr. Wynn-Westcott vardı. Onlar, kocamla birlikte İngiliz Gül Haç Cemiyeti'nde ("Societas Rosicruciana in Anglia") ve diğer Mason kuruluşlarında yüksek görevler üstlenmişlerdi.
1887 yılında Açımlanmış Kabala'nın (Qabalah Unveiled) ilk baskısı çıktığından bu yana, düşünen dünyanın okült felsefe ve okült bilime karşı tavırları tamamen değişmiştir. Son asrın sonundan beri [1900] bilimin attığı devasal adımları ve uygulamalarından ortaya çıkan baş döndürücü verilerin büyük okült harekatının gelişmesiyle eşzamanlı oluşu, herhalde bütün düşünen insanların aklında gezegenimizin evriminde yakında önemli bir değişiklik olacağı göstergesi olarak belirlemelidir. Maddesel bilim sanki ruhsallaşmakta ve okült bilim maddeleşmekte. Eğer el tokuşmuyorlarsa bile, kesin olarak o yönde hareket etmektedirler. Gerek Kadim Bilgelik, gerekse de Kutsal Kitaplar, Ruhu anlamadan Maddeyi anlayamayacağımızı öğretmişlerdir. Madde ve Ruh sadece aynı evrensel nesnenin karşı kutuplarıdır. Kabala'da baştan başa şu deyiş geçmektedir: "Malkuth Kether'dedir, Kether de Malktuh'tadır." Aynı fikir Gnostik öğretilerde de tekrarlanmaktadır: "Cennet dünyadadır ve dünya cennettedir"
Dini metinleri, bilimin vaatleri ve gösterileri, felsefenin sistemli teorileri, sanatın yaratıkları ve idealleri vardır, ancak temel ayrımlarında bütün bunlar, İnsanlık Ruhunun sürekli aradığı Sentez ideali yanında eksik kalır. Her zaman insanlığın o sürekli haykırışı kalır, varoluş sorununa bir çözüm arayan çileli bir dünyanın yanıtsız kalan inlemesi. İnsanlık Ruhunun bu çağırışına kadim dünyanın yanıtı Misterlerin kurulmasında. Zira onların içeriğinde en yüksek din biçiminde bulunmayan şeyler, Formüller ve Seremonilere bürünmüş, Yaşam ve Ölüm, Doğa, tanrılar, Ruhsal Varlılar vs. sorunlarına felsefi-dini yanıt ve nihai olarak bütün bunları tekrar her şeyin İlk Sebebine bağlamak içerir.
Açımlanmış Kabala, 1888 yılında yayınladığında, kocam ezoterik okulunun işine başlamıştı. Okült bir cemiyetin tarihini yazmak, bir Adept/Üstadın hayatını yazmak kadar zordur, çünkü her ikisinde zorunlu olarak çok sayıda içsel ve saklı özellikler vardır. Tarihsel şeylerde çok şey sembolik, sembolik olanlarda çok şey de tarihsel niteliktedir. Okült öğretmeleri tarafından öğretilerin genel yapısı ve çalışmaların iskeleti çok sayıda sözlü öğreti ile birlikte verilmişti. Bu okulun kuruluş sebebi, kadim çağlarda Misterleri kutlama merkezlerin kuruluş nedenine benzemekteydi. Birkaç istisna hariç, bu okulun modern zihniyetin gereklerine uyacak biçimde uyarlanan genelde Mısırlı, Keldani ve Grek olmak üzere eski misterlere dayalı edebiyatı, bu öğretmenlerin yönetimi altında kocam tarafından yazılmıştı. Yeter ki, en yüksek şekliyle anlaşılsın, insanların günlük dünyevi yaşamlarından kopmadan uygulayabileceği Batı Okültizme son derece uygun bir sistemdir. Dr. Woodman ve Dr. Wynn-Westcott'un bir dereceye kadar okulun yönetimi ve öğretiminde yardımları olmuştur.
Öncü bir hareket olarak, ömrünün ilk on, on iki yılında zamanından önce verilmiş bir çalışmanın zorluklarıyla karşılaştı, ancak başlangıcın bir deneme özelliğinde olacağı ve öğrencilerin elemeden ayıklanacağı bize söylenmişti. Dr. Woodman 1890 yılında öldü ve 1897 yılında Dr. Wynn-Westcott istifa etti ve bu arada kocam aldığı talimatlar doğrultusunda okulu yeniden düzenledi ve ona daha ileri ek öğretiler verildi. Öğreti genelde Seremoni, Ritüel ve Konuşma ile oluyor. Saf içsel arayış ve yaşam öğrenciden beklenen ilk ve esas kalitelerdir. Ruh, akıl ve bedenin eşzamanlı gelişimi zorunlu olarak istenmektedir. Öğretim programı Doğanın arkasındaki zeki güçlerin ve insanın Yapısı ve Tanrı ile ilişkisinin etüdünü içermektedir. Öğretinin tüm amacı ve hedefi insanı yüksek benliğinin bilgisine getirmek, onu arındırmak, güçlendirmek, varlığının bütün kalite ve güçlerini geliştirmektir. Böylece içinde yatan İlahi İnsan, Tanrının kendi suretinde yarattığı Adam Kadmon [İnsan-i Kebir] ile tekrar birleşir.
Kardeşlik ilkesi önemle vurgulanmaktadır. Kardeşliğin gücü her zaman Okült bir cemiyette asli bir unsur olmuştur ve beşeri yönü dışında ruhsal ve psişik yönleri de vardır. Bir halkanın ahenginde herhangi bir sekte aksi bir gücün girişine izin verir. Deneyimli bir Spiritüelist bu sözün doğruluna şahitlik yapar.
Bütün Kutsal Kitaplarda, ister Kitabi Mukaddes, Kabala, Eski Mısır Kitapları, Vedanta Öğretileri, Druid geleneği, vs. olsun, Gül, Zambak veya Lotüs (Mısır Ak Nilüfer Çiçeği) ve Haç sembolü bir temel hakikatin doğrulanabilir yaşayan imajları olarak kendilerini ifşa ederler. Tezahür edilen evreninin yapısı ve doğasını irdeleme amacıyla yola koyulmuş herhangi bir order, cemiyet, örgüt, öğrenci grubu vs. Gül, Zambak veya Lotüs ve Haç ister istemez sembolizmi altına gelmelidir.
Esrarengiz merkezi, çekirdeği, merkezi güneşi ile Gül, doğanın sonsuz ve ahenkli ayrışımlarının sembolüdür.
Zambak veya Lotüs'ün sembolü ufak nüans farklarıyla hemen hemen aynıdır.
Biliyoruz ki, Haç sembolü Yeni Ahit'in (İncil) kilit temasıdır. Doğadaki dörtlülüktür, Kutsal İsim Tetragrammaton, Yahweh, Y.H.V.H.'ın dört harfleridir ve Kutsal Ruh, Shin harfinin ilavesiyle Mesih'in adı Yeheshuah olur. İster fiziksek, ister ruhsal olsun, Simyada nihai sırrın Hacın ortasında bulunduğu söylenir. En düşük derecelerinden en yüksek yönünden doğanın dört elementinin, Hava, Su, Ateş ve Toprak güçlerini taşıyan dört harfli İsmin gerçek bir idraki yaratılışın bilgisi ve gücünü, ayrıca ölüm ve kıyımın bilgisi ve gücünü ima eder. Kabalistlerin telaffuzunu yasaklamaları budan dolayı değil midir? Kadim Bilgelik sadece En Yüksek inisiyasyonu alan, diğer bir deyişe "İLK HAREKETLENDİRİCİ ile Bir olan ve Onun İdaresi Olabilen" kişinin bu İsmi telaffuz edebileceğini ima etmiştir.
Monoteizm (tektanrıcılık), politeizm (çoktanrıcılık) ve panteizm (vahdeti vücut) arasında ayrıt etmeye gelince, bu farklılık İnisiye için neredeyse yoktur. Aslında tek bir Tanrı ile tek ve bölünmez bir varlık gibi birbirleriyle iç içe kenetlenmiş, hareketleri birlik içinde icra edilen ve hareketleri çoğul olan bir birliğin Yüce Güçlerinin ahengi arasında fazla fark yoktur.
Bilim ve "kayıp bağlaçlarına" gelince, okült bilim evrende hiç boşluk olmadığını ve bu "kayıp bağlaçların" görünmeyen alemde olduğunu beyan etmiştir. Modern bilim ve felsefe sürekli olarak fiziksel duyularımızın sınırlı olduklarını ve daha ince yöntemlere kıyasla çok az şey algıladıklarını göstermektedirler. Sir Oliver Lodge'a göre: "Bir fizikçi hiç bir zaman doğrudan duyusal algılamaya sınırlı değildir. Karşılığında bir fiziksel organı olmadığı birçok kavram ve nesneyle ilgilenmesi gerekiyor. Örneğin, dinamik ısı, gaz, elektrik, manyetizma, kimyasal çekim, kohezyon teorileri ve (esir) eterin algılanması görme, duyma ve dokunmanın kısır olduğu alanlara sevk etmiştir... böyle alanlarda her şey duyu ötesi, soyut ve belirli bir anlamda hayali olarak yorumlanması gerekir... insandan sadece daha düşük değil, ama sıfırdan sonsuzluğa dek daha yüksek varlık derecelerinden oluşundan eminim ve edindiğim deneyimlerim bu yüksek dereceli varlıklar arasında insanlığa önem veren, yardım ve rehberlik edenlerin olduğunu biliyorum... ve dahası nazizane inancım odur ki, o yüce varlıkların en yüksekleri arasından, Hıristiyanlığın doğru içgüdülerinin her zaman kalpten huşu ve hürmet sunduğu Biri de vardır. (Sir Oliver Lodge, Raymond, sayfa 375-6). Aşağıda neredeyse paralel bir fikiri alıntı olarak [kocamın] Mısır Semolizmi [Mathers'in kayıp eserlerinden biri] Egyptian Symbolism (S. L. MacGregor-Mathers, Egyptian Symbolism) veriyorum:
Tanrının melekleri inip çıktığı Yakub'un merdiveni vizyonu ve Mısır, Keldia, Çin, Hindistan ve benzeri uygarlıkların çok kadim fikirlerindeki gibi ilahi ve doğalın ahenkli birlikteliği konusunda, doğrudan Yüce Tanrıdan, dünyalı ve dünya ötesi tanrılar, melekler, ruhlar, cinler, insan ruhları gibi ruhsal varlıklar aracılığı ile nihai olarak yeryüzündeki kutsal hayvanlara, bitkilere, madenlere dek inen aralıksız bir zincirin oluşu kavramı vardır. O zaman herşeyi İlahi Menşei bağlayan zincir ne olabilir? İnen İlahi Etki MEZLA, Kutsalıv Etkisi ve Kutsal Ruh'tan başka ne olabilir."
Bu İlahi Ruhu, Üçlü Tezahürat olarak alalım ve ona ister Işık, Hayat ve Aşk (Light, Life and Love) veya tercihimize göre Baba, Oğul ve Kutsal Ruh veya Baba, Ana ve Oğul diyebiliriz. Radyumu kadimlerin tek elementine yakın olarak, alfa, beta ve gamma ışınları ile tezahürlerini de ele alabiliriz.
Medyumlar ve durugörürlere gelince, daha önce belirttiğimiz gibi, okulumuz kaba deyişiyle üç varlık planı, düzeyinin eşzamanlı gelişimine önemle vurgulamaktadır ve bunun psişik denemelerden önce yapılması gerekir. Doğamızı dengelemek için uygulanan yöntemler etüt etmek, zaman ve sabır içerir. Özellikle okült bilim olmak üzere, hiç bir bilime kestirme yol yoktur. Spiritüelizm gibi denemeleri girmeden önce, öğrencinin karşılaşabileceği varlıkların mahiyeti ve özellikle İnsanın yapısı konusunda bir derece bilinçli olması gerekir. Bu başarıldıktan sonra görünmeyen alemin tehlike ve zorlukları konusunda donanmış ve ehil olacaktır.
Durgörürün açıkladığı bazı maceraların geçtiği çeşitli bölümleri ile astral planı ele alalım. Bu plan insanın şaşırtıcı tepkilerle karşılaştığı duvarları aynalarla kaplı bir oda olarak tanımlanabilir. Burada çok sayıda ve çeşitli varlık tezahür edebilir.
Spiritüelizm özgün olarak bir batı hareketidir ve birçok insana ölümden sonra yaşam konusunda inancı pekiştirmeye becerdiği kesindir. Çoğu kez önceden psişik olgulara yanaşmak için ön hazırlığa ve bilgiden yoksun oldukları için, Spiritüelistlerin kullandıkları yöntemler çok tehlikeli olabilir. Bu özel bilgiden yoksun olan spiritüelist, bilinmeyen ülkelerde seyahat eden kaşiflerin karşılaştığı bütün tehlikelere karşılaşmaya hazır olmalıdır. Bu bölgelere girenler için bazen kapıyı açmak kapatmaktan daha kolay olduğunu fark etmiştir.
Kocamın yaşamı konusunda birkaç söz ilginç gelebilir. Çocukluğunda mistisizm ve sembolizme derin bir ilgi duymuştu. Klasiklerde ağırlıklı olarak Bedford Grammar School'da eğitim gördü. Boş zamanlarında Keltik geleneği ve sembolizmi etüt etti ve bir koleksiyon topladı. Keltik sembolizm sevgisi dağ aşireti (Highland) İskoç soyunda geliyordu. Atası Glenstrae'li Ian MacGregor hırslı bir [İngiliz kraliyetinde Alman Hanover soyu yerine Stuartleri destekleyen] Jakobit'ti ve /45 İhtilalinden sonra Fransa'ya gelmişti ve Lally Tolendal altında Pondicherry'de savaştı. Fransa kralı Louis XV tarafından soyuna Comte de Glenstrae asalet unvanı verildi. Bu Fransız unvanı kocama miras kaldı ve Fransa'da oturduğu zaman kullanmaya severdi. Genç bir adam olarak aralarında kuvvetli bir okült bağı olan "Masonluk Ansiklopedi" (Encyclopaedia of Masonry) yazarı Kenneth Mackenzie ile karşılaştı. Kenneth Mackenzie, [ünlü yazar ve okültist Lord] Bulwer Lytton'in yakın bir dostuydu. Kocam kırlarda birkaç yıl inzivaya çekilip öğrenci yaşayıp kendisini gelecekteki işine adamak üzere hazırladıktan sonra, onu Madame Blavatsky'e tanıştıran Anna Kingsford ile tanıştı. Madame Blavatsky kocamın Cemiyetinin kuruluşunda iştirak etmesini istemiştir. Bu olağanüstü kadına hayranlığına rağmen, bir süre düşündükten sonra kendisini teklifi geri çevirmek zorunda hissetti, zira idealleri tam olarak aynı değildi. O zamanlarda Anna Kingsford'un Ezoterik Hıristiyanlık ve kadının konumu iyileştirme fikirlerine daha yatkın hissediyordu. Bunun dışında, güçlü bir şekilde destek verdiği Kingsford'un hayvan hakları lehinde ve hayvan deneylere karşı kampanyası onu derinden ilgilendirmişti. Üç, dört yıl sonra okült öğretmenleri merkezini kocamla birlikte yaşamının sonuna dek oturduğumuz Paris'e taşımasını istediler. Bu vesile ile okült üstatlarıma teşekkürlerimi ve kocam, dostum ve öğretmenimin hatırasına en derin şükranlarımı iletmek isterim. Her biri yoluma o denli ışık tutmuştur ki tarif edilemez.
Moina MACGREGOR MATHERS Londra, Temmuz, 1926.
[Ana Sayfa ][Yazılar]